Güncelleme Tarihi:
KÂĞIT ÜZERİNDE KALDI
Evet...
1960’lı yılların ortasından beri Avrupa’da okuyucuya ulaşan Almanya merkezli Türk medyası da yaşadıkları ülkelerdeki Türklerin, Türkiye kökenli insanların, insanlarımızın sesi olmak için çaba gösteriyor.
Türk medyasında çalışan bizler, Avrupa’da yaşayan insanlarımızın sorunlarını ve beklentilerini hem Avrupa’da sorumluluk taşıyan yöneticilere hem de ‘anavatan’ Türkiye’deki politikacılara ileterek “Yurt dışındaki insanlarımızın sesini duyun!” diyoruz.
“Bizlerin sesine kulak verin!” diyoruz.
Yurt dışında yaşayan Türklere Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi için yıllarca yazıp çizdik.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle yurt dışı Türkler, oy kullanma hakkını resmen kazandı.
Ancak çeşitli bahanelerle pratikte uygulanmaya konulmadığı için bizlerin bu Anayasal hakkı yıllarca ‘sadece kâğıt üzerinde’ kaldı.
Sadece gümrük kapılarında oy kullanma imkânı sağlanarak T.C. Anayasası yıllarca ihlal edildi.
2008 yılında yeni bir düzenleme yapılarak yurt dışında yaşayan Türklere yaşadıkları ülkelerde kurulacak sandıklarda veya mektupla oy kullanabilmeleri yolu açıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi, aile üyelerinin ve sosyal çevrelerin etkileyebileceği gerekçesiyle mektupla oy kullanmayı iptal etti.
HÂLÂ GERÇEKLEŞMEDİ
Yurt dışındaki Türkler ilk kez 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bulundukları ülkelerdeki Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinde kurulan sandıklarda oy kullandı.
2015 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde de öyle.
Hatta 2015 yılındaki TBMM seçimleri öncesi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de ‘Yurt Dışı Seçim Bölgesi - Çevresi’ oluşturulması sözü verdi.
AK Parti’nin teklifinde yurt dışı Türkler için 15 kişilik bir milletvekili kontenjanı yer aldı.
CHP’nin planında da 30 kişilik ‘yurt dışı kontenjanı’ vardı.
Ama Yurt Dışı Seçim Bölgesi de kontenjanı da hâlâ gerçekleşmedi.
BİR KEREYE MAHSUS...
Yıllardır yurt dışında doğup büyüyen, hâlâ bu ülkelerde yaşayan ve doğuştan bu ülkelerin vatandaşları olan çocuklarımızın, gençlerimizin Türkiye ile bağlarını koparmamaları için bedelli askerlik ücretinin düşürülmesini hep gündeme getirdik.
Almanya’da yeni Modern Vatandaşlık Yasası’nın geçen yıl haziran ayında hayata geçirilmesiyle ‘çifte vatandaşlık’ yolunun tamamen açılması üzerine, gençlerimize yeniden Türk vatandaşlığına geçme çağrısında bulunurken, bedelli askerlik ücretinin düşürülmesini yeniden gündeme getirdik.
Ve Saadet Partisi İstanbul milletvekili Mustafa Kaya, 9 Ekim 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Askerlik Kanunu’nda değişiklik yapılarak yurt dışında yaşayan Türkler için bir defaya mahsus olmak üzere şu anda 6 bin Euro olan bedelli askerlik ücretinin 1000 Euro’ya düşürülmesini içeren bir kanun teklifi sundu.
Mustafa Kaya, kısa bir süre önce TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada da Avrupa’da yaşayan gençlerin yüksek bedelli askerlik ücreti nedeniyle Türkiye’den uzaklaştığına dikkati çekerek, “Bir sefere mahsus 1000 Euro bedelli askerlik uygulamasıyla gençlerimizin aidiyetini yeniden güçlendirebiliriz” dedi.
GENÇLER ÇEKİMSER DAVRANIYOR
AK Parti’de yurt dışında yaşamış milletvekilleri de var.
Onlar nerede?
“Biz Türk halkının milletvekilleriyiz, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da soydaşlarımızın da” diyen AK Partili, CHP’li, MHP’li milletvekilleri nerede?
22 Temmuz 2024 tarihli Hürriyet’te “Gençlerimizi küstürmeyelim” başlıklı köşe yazımda, “Almanya’da mecburi askerlik olmadığı için 2000 yılından önce doğup da sonradan Alman vatandaşı olan ve 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmak zorunda kaldıkları için Alman vatandaşlığına karar kılan 20 yaş üzeri Türkiye kökenli Alman vatandaşı genç insanlarımız, şu anda 217 bin 870 TL (yaklaşık 6 bin Euro) olan bedelli askerlik ücreti ödemek istemediklerinden dolayı Türk vatandaşlığına geçme konusunda epeyce çekimser davranmaktadır. Oysa ki bu genç insanlar, kalpten Türkiye sevdalısıdırlar” görüşünü vurgulamıştım.
Bedelli askerlik ücretinin düşürülmesi yoluyla bu gençleri yeniden kazanabileceğimizin altını çizip, “Ne olur Türkiye sevdalısı bu insanlarımızı küstürmeyelim! Ne olur onları güzel Türkiye’mizden, ‘vatanımızdan’ uzaklaştırmayalım!” demiştim.
Evet...
İşte yeniden sesleniyorum:
Bedelli askerlik ücretini düşürerek bu gençlerimizin kimliklerini ve benliklerini korumalarına katkıda bulunabiliriz.
Ne olur geleceğimizi şekillendirecek bu gençlerimizi küstürmeyelim!
Ne olur onların anavatan Türkiye, Türkiye’miz ile olan bağlarını güçlendirelim!
Ne olur sesimizi duyun, sesimize kulak verin!