Güncelleme Tarihi:
ÖNCE UYARI, SONRA CEZA
Bu ayın başında yürürlüğe giren yeni düzenleme, havayolu şirketlerine de sorumluluk yüklüyor. Uçak iniş yaptıktan sonra park pozisyonuna gelene kadar kemer takma zorunluluğunun hatırlatılması gerekiyor. Ayrıca, bu kurala uymayan yolcuların rapor edilerek para cezası uygulanacağı açıkça belirtilmek zorunda. Para cezasının tutarı yönetmelikte belirtilmemekle birlikte, bir televizyon kanalının haberine göre ceza yaklaşık 60 Euro (yaklaşık 2100 TL) civarında olacak.
SIRAYI BOZANLARA DA CEZA VAR
Yalnızca kemeri erken çıkaranlar değil, iniş sırasında sırayı bozan yolcular da cezai yaptırımla karşı karşıya kalabilecek. Yönetmelik, emniyet kemeri ışığı sönse bile yolcuların aceleyle koridora çıkıp öne geçmelerini yasaklıyor. Ön sıradaki yolcular uçaktan inmeden ayağa kalkmak da kurallara aykırı. Bu nedenle uçuş ekiplerinin şu duyuruyu yapmaları gerekiyor: “Sıra size gelmeden ayağa kalkmayınız ve koridorda ilerlemeyiniz.” Yeni kurallara uymayan havayolu şirketleri de idari olarak sorumlu tutulabilecek.
Aerotelegraph.de adlı havacılık haber portalının Türk medya kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Türk Hava Yolları, kabin ekiplerine konuyla ilgili gerekli bilgilendirmeyi yaptı.
GÜVENLİK KAMERASI DEYİP GEÇMEYİN
Evini veya konutunu korumak ve gerekli tedbirleri almak tüm ev sahiplerinin en doğal hakkı. Ancak bu hakkı kullanırken bazı kurallar göz ardı edilmemeli. Hazır konu tatilden açılmışken, izne gidecek olan okurlarımıza Almanya’daki ev veya konutlarını korumak için kuracakları güvenlik kamerasını devreye sokmadan, bugünkü yazımızı okumalarını tavsiye ediyorum. Gerçek gibi görünen güvenlik kameraları maketleri bile, usulsüz kullanılması halinde sorun yaratabileceğini biliyor muydunuz? Eğer kamera maketleri bile üçüncü kişileri huzursuz ediyorsa, hukuken sorun teşkil edebilir.
Kişilik haklarıyla çelişiyor mu?
Güvenlik kamerası çalışmaya başlayınca kişilik hakları rafa mı kalkar? Tabii ki hayır! Çünkü ister müstakil evinizin çevresinde ister kiralık dairenizde olsun, video gözetimi belirli kurallara tabidir. Bu, maket kameralar için bile geçerli. Peki bir kamera neyi görüntüleyebilir, nereye kadar kayıt alabilir? Bugünkü HÜRDANIŞ Köşesi’nin konusu güvenlik kamerası ve uyulması gereken kurallar.
Hukuki boyut nedir?
Evin önünden gelen tırmalayıcı sesler neyin nesi? Bir rakun, tilki ya da sansar olabilir mi? Yoksa hırsızlar kapıda mı? Gece ya da evde olmadığınız zamanlarda arazinizde neler olup bittiğini öğrenmek isteyen biri, tüm bunları kaydeden bir kamera takabilir. Teknik olarak bu mümkün. Ancak hukuki açıdan video gözetimi belirli sınırlarla çevrilidir. Çünkü video gözetimi, kişilik haklarına müdahale anlamına gelebilir. İşte bilinmesi gerekenleri ve özellikle “Bir ev sahibi kendi arazisinde video kaydı yapan kamera kurabilir mi?” sorusuna bir uzmanın verdiği yanıtı birlikte okuyalım.
Gözetleme alanı sınırlı olmalı!
“Tüm kayıtlar sadece kendi arsası sınırlarında kalmak koşuluyla, ev sahibi arazisinin istediği yerine kamera kurabilir” diyor Rheinland-Pfalz Eyaleti Tüketici Merkezi’nden Maximilian Heitkämper. Ancak pratikte bu zor olabilir, çünkü kameraların görüş alanı sıklıkla komşu arazilere ya da kamusal alana taşabiliyor. “Ev sahipleri bu bölgeleri gözetleyemez” diyor Alman uzman. Kamera yalnızca kendi mülkünü gösteriyor olsa bile dikkatli olunmalı. Heitkämper, “Bu durumda bile, ev sahibi gelen her ziyaretçiyi, gözetim altında bir alana girdiği konusunda bilgilendirmek zorundadır” diyerek uyarıda bulunuyor.
Uyarı tabelası zorunlu mu?
Temelde, mülke giren herkesin bir kameranın olup olmadığını ve varsa nerede kayıt yaptığını bilme hakkı vardır, bu postacı ya da kargo görevlisi için de geçerlidir. “Görünür bir şekilde yerleştirilmiş uyarı levhası burada oldukça işlevseldir” diyor Almanya Ev Sahipleri Derneği’nden Luisa Peitz. Üçüncü kişiler, mülke girdiklerinde görüntülenebileceklerine dair açıkça bilgilendirilmelidir.
Kiracılar da kamera kullanabilir mi?
Evet, kiracıların da temel olarak oturdukları konutu gözetleme hakları var. “Ev sahipleri, kiracıların video teknolojisi kullanmasını yasaklayamaz. Ancak kiracı yalnızca kendisine özel tahsis edilmiş alanı gözetleyebilir” diyor Hamburg Kiracılar Derneği Başkanı Rolf Bosse ve şu bilgiyi ekliyor: “Bir apartman dairesinde bu yalnızca kişinin kendi dairesidir.”
Buna göre, örneğin, merdiven boşluğu, giriş yolu, bodrum ve ortak alanlar gözetlenemez. “Kameralı bir kapı dürbünü bile sorun olabilir. Görüntünün kaydedilmediğinin garanti edilmesi gerekir” diyor Bosse.
Sadece kamera mı sorun?
Sadece dışa bakan kameralar değil, içerideki akıllı cihazlar da sorun teşkil edebilir. Birçok kiracı evinde kedi ya da köpeğini uzaktan izlemek, robot süpürgenin çalışıp çalışmadığını görmek veya panjurların kapanıp kapanmadığını kontrol etmek amacıyla akıllı teknolojiler kullanıyor. Bu tür cihazların kendi özel dairelerinde kullanımı ilke olarak serbesttir. Ancak burada da şu kural geçerli: “Eve giren herkes, görüntülenebileceğini bilmek zorundadır” diyor Luisa Peitz.
Bilgilendirme şart
Peki ya ev sahibi apartmanlarda kamera takabilir mi? Kiracılar bunu kabul etmek zorunda mı? “Kiracılar, ev sahibi kameralar takıyor diye bunu koşulsuz kabul etmek zorunda değil” diyor Bosse. Ev sahibi, yalnızca meşru bir gerekçesi varsa, örneğin sık yaşanan hırsızlık veya vandalizm olayları sonrası kamera takabilir. “Çoğu zaman, kiracılar kendileri bile gözetim kamerası takılmasını talep eder. Özellikle bina girişleri, otoparklar veya bisiklet park yerleri için” diyor Peitz ve ekliyor: “Ancak önemli olan şu: Ev sahibi binaya, binanın dışına ya da önüne kamera takarsa hem kiracıları hem de üçüncü şahısları bu konuda açıkça bilgilendirmelidir.”
Neler kaydedilebilir ve saklanabilir?
Akla aynı zamanda şu sorular da gelmiyor değil; Kamera neyi kaydedebilir ve ne kadar süreyle saklayabilir? Alman Federal Veri Koruma Yasası’na göre, apartman tarzı binalarda video gözetimi yalnızca ev sahibinin mülkiyet hakkını korumak için gerekli olduğunda yapılabilir. Örneğin, ev sahibi olarak kişi binayı hırsızlık ya da vandalizme karşı korumak için önlem alma hakkına sahiptir. “Video gözetimi, meşru bir ilgiye dayanmalıdır; yani somut bir amacı ve gerekçesi olmalıdır” diye açıklıyor Peitz. Örneğin bir hırsızlık sonrası olası failleri tespit etmek amacıyla kullanılabilir. “Ancak yeni bir olay kaydedilmemişse, kayıtlar 72 saat sonra silinmelidir” diyor Peitz.
Maket kameralara da dikkat!
Yalnızca bir suç gözlemlenmiş ve olayın seyrine veya failine dair somut veriler elde edilmişse, kayıtlar soruşturma amaçlı daha uzun süre saklanabilir. Bu arada, şu bilgiyi paylaşmadan edemeyeceğim: Gerçek kayıt yapamayan sahte, diğer bir ifadeyle maket kameralar bile üçüncü şahısları rahatsız edebileceği için dikkatli konumlandırılmalıdır. Bu konuda mahkemeler birçok karar vermiştir. Çünkü dışarıdan bakan biri, bunun gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlayamaz. Ve bu nedenle, sahte bir cihazdan bile rahatsızlık duyabilir, izlendiğini düşünebilir.