Güncelleme Tarihi:
Uzun süren pandemi süreci sonrasında gelen normalleşme dönemiyle birlikte birçok kişi soluğu tatil beldelerinde alırken bazı aileler de sınav sonrası için yaz tatili planları yapıyor. Bu yıl plajda ‘sosyal mesafeye’ dikkat ederken güneşe karşı da ‘kontrolsüz’ olmamamız gerekiyor.
Güneşin faydalarını herkes biliyor ancak zararlarına karşı yeterince önlem alınmıyor. Vücudumuzun el ve dirseklerden kollarımıza kadar olan bölümünün öğle sıcağında 15-20 dakika güneşte kalması, D vitamini için yeterli olmaktadır.
Cildin güneş ışınlarına daha fazla maruz kalması deri kanseri, cildin erken yaşlanması ve cilt lekeleri gibi zararlı etkilere yol açabilmektedir. Bu yüzden süresi ne olursa olsun, uzun süre güneşlenmek dermatologlarca önerilmemektedir.
Yaz mevsiminde cildin güneşin kötü etkilerinden korunması adına alınacak tedbirler son derece önemli. Güneşlenirken en az 10 cm’lik siperliği olan şapkalar, UVA-B filtreli güneş gözlükleri, giyimde mümkünse sık dokuma polyester kumaşlar tercih edilmelidir. Yüzme gibi dış alan aktivitelerinin ise mümkün olduğu kadar saat 10.00’dan önce veya 14.00’den sonra yapılması daha uygundur.
Eğer cildimiz güneşe maruz kaldığında hep kızarıyor ama yanmıyorsa ya da çok az bronzlaşabilen açık bir cildimiz varsa UVB ışınından koruyuculuğu gösteren SPF’nin (güneş koruma faktörü) 30 ve üzerinde olması tercih edilmelidir. Kolay bronzlaşabilen esmer tenli kişiler için özel bir risk faktörü yoksa 30 faktör yeterli olabilmektedir.
SPF 15’in altındakiler tercih edilmemelidir. Bunun dışında güneş kreminde UVB filtresi kadar UVA filtresi olup olmadığı da değerlendirilmelidir. UVA filtresi için uluslararası standart bir ortak parametre olmamakla beraber ‘PA, PPD, broad spektrum’ gibi ibareler varsa bu UVA filtresinin olduğunu göstermektedir.
Koruyucunun krem mi yoksa sprey mi olacağı da rastgele verilmemesi gereken bir karardır. Eğer yağlı/karma bir yüz yapınız varsa su bazlı güneş kremlerini, kuru bir cilde sahipseniz nemlendirici içeriği de olan güneş kremlerini kullanabilirsiniz.
Plajlarda güneşe maruz kalan vücut alanı fazla olduğundan kullanım kolaylığı nedeniyle vücut spreyleri de tercih edilebilir. Ancak sprey formlarının birçoğunun içeriğinde bulunan alkol, ciltte tahriş edici etki yapabileceğinden bu ürünler yüz bölgesinde kullanılmamalıdır.
Havuz veya denizden çıktıktan sonra mutlaka güneş kremini yenilememiz gerekiyor. Evden çıkmadan yarım saat önce güneş kremini sürmek, ürünün etkinliğini doğru zamanda başlatacaktır.
Yazın en sıcak anlarını yaşamaya başladığımız bu günlerde penceresiz kapalı bir mekânda değilsek, güneş kremleri 2-4 saatte bir yenilenmelidir. Suya dayanaklı bir güneş kremi kullansak bile havuz ya da denizden çıkıp kurulandıktan hemen sonra ya da yoğun terleme yaşadığımızda güneş kremi tekrarlanmalıdır.
Yazın sadece plajda ya da havuz başında güneş koruyucu kullanmak, doğru aralıklarla ve yeterli miktarda koruyucu sürmemek, en sık yapılan hataların başında gelmektedir. Güneş kremi çoğu zaman yüze doğru miktarda uygulanmamaktadır.
Krem, yüze ¼ çay kaşığından az sürülmemelidir. Hiçbir güneş kreminin bizi yüzde 100 güneşten korumadığı göz önüne alınırsa, güneş kremi sürüp yalancı bir güvenlik hissiyle güneşe maruz kaldığımız saatleri artırmak da cilt kanserine davetiye çıkaran en önemli hatalardan biri olmaktadır.
Güneş lekeleri veya tıptaki adıyla ‘melasma’ da yazın ortaya çıkan bir diğer önemli dermatolojik sorundur. En sık güneş maruziyeti nedeniyle oluşan güneş lekeleri gebelik, doğum kontrol hapları, hormon replasman tedavileri, bazı kozmetik ürünlerin kullanımı ve genetik yatkınlıkla da ortaya çıkabiliyor.
Güneş lekeleri oluşum nedenine göre hızlı bir şekilde oluşabilir ya da zamanla koyuluğu artmaya devam edebilir. Günümüzde birçok leke açmaya yönelik medikal içerikli kremler, peeling, dermapen, mezoterapi yöntemleri ve ‘Q anahtarlı Nd: yağ lazer’ gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Cildinizi korumak ve gerekli durumlarda tedavi uygulanması için bir uzmandan destek almanız gerekmektedir.
Kaynak Fotoğraflar: iStock, Pexels