Geleneksel ve elegan Fransız duruşu, Cannes Film Festivali kırmızı halısında ucuzluğa yer yok, ‘çıplak gelecekseniz burada yürüyemezsiniz’ dedi.
Festival yönetimi, vücudu gösteren transparan elbiseler ile büyük kuyruklu, gösterişli kıyafetlerin kırmızı halıda yasaklandığını duyurdu.
Resmî açıklamaya göre, kırmızı halıda ve festivalin diğer alanlarında çıplaklık yasak!
Ayrıca “konukların hareketini engelleyen, oturma düzenini zorlaştıran büyük kuyruklu kıyafetler” de yasak.
2015 yılında kırmızı halıda yasaklanan düz ayakkabılar ise bu yıl kabul gördü.
İsteyen topuklu giyecek isteyense düz.
“Sıcak Büfe” vizyonda
Bu hafta sonu havalar limoni.
Bu kez de bir diziyi bir öpücükle tanımış olduk.
Hem de hiç alışık olmadığımız bir isim üzerinden; Meryl Streep.
Meryl Streep ve Martin Short, “Only Murders in the Building” setindeki tutkulu öpücükleriyle büyük dikkat çekti.
Hollywood’un ünlü ikilisinin dizinin beşinci sezonunda ekrana gelen bu sahnesi, geçen yıl Altın Küre’deki yakınlaşmalarıyla gündeme gelen ekran dışındaki ilişkileri hakkındaki dedikoduları daha da alevlendirdi.
Uzun süredir bu iki yıldızın yakınlaştığına dair söylentiler dolaşıyordu.
Ancak sosyal medyada viral olan bu öpücük ve bu son sahne, hayranlarının ve sosyal medya kullanıcılarının ilgi ve dedikodusunu arttırdı.
270 derece görsel mapping’e olanak sağlayan devasa, müthiş bir şov ve konser mekânı.
Türkiye’de benzeri yok, keşke İstanbul’da da olsa dediğim zamanlar çok fazla.
Mekânın kendisinin etkileyiciliği bir yana, içindeki etkinlikler de fark yaratıyor.
İşte bu ay sonunda, 31 Mayıs’ta gerçekleşecek olan elektronik müzik festivali Solluna da bunlardan biri.
Solluna, güneş ve ayın birleşiminden oluşan bir kelime.
Zaten içeriği anlatırken de bundan bahsediyorlar:
“Bir zamanlar insanlar, hayatın akışında kaybolduklarında, güneşi ve ayı takip ederek yönlerini bulurlardı.
Güneş (Solar), enerjinin ve coşkunun kaynağıydı; insanları harekete geçiren, ısıtan ve yaşama bağlayan bir güçtü. Ay (Luna) ise huzurun, dinginliğin ve ruhsal yolculuğun sembolüydü; insanları derin düşüncelere sürükleyen, kalplerini sakinleştiren bir rehberdi.
Bir zamanlar Best FM’de her gece uykuya dalmadan kilitlerdi herkesi radyo başına. Sonra Radyo D, Radyo Mega, Süper FM, Radyo Alaturka, Karmatürk ve daha pek çok mecrada dinledik kendisini.
Şimdilerde Didim’de yaşıyor, kendi sosyal medya hesaplarından ve www.radyomelon.net üzerinden devam ediyor yayınlarına. Takipçileri onu, o da takipçilerini hiç yalnız bırakmadı.
Ama diyorum ki keşke yine bir radyoda, gece yayınlarında dinlesek kendisini, şiirlerini, hikâyelerini, seçtiklerini.
Buradan radyolarımıza da seslenmiş olayım.
Ben bugün Melon Şapka’nın başka bir yönünden söz edeceğim sizlere.
Gönlü güzel Melon Şapka tahmin edeceğiniz gibi doğa ve hayvan dostu.
12 yıllık yol arkadaşı, oğlum dediği Pascal’ı toprağa verdikten sonra bir yas dönemine girdi Melon.
O yası çok iyi bilirim, yeri asla dolmaz giden o vazgeçilmez dostun, acısı ise geçmez.
Elektriğin kesildiği yerlerde metrolar boşaltıldı, iletişim ve ulaşım felç oldu.
Acil servisler doldu taştı.
Hayat felç oldu, hâlâ normale dönülebilmiş değil.
Yaşananlar akla ilk olarak dijital platformda yayınlanan “Zero Day”i getiriyor.
Önce senaryoyu yazıp, dizisini çekip sonra gerçek hayatta yaşatıyorlar diye düşünüyor insan. İzlemediyseniz, bir bakın, siniriniz bozulmazsa tabii!
Böyle durumlarda en çok asansörde kalmaktan korkarım ben.
Uzun süre merdivenden vazgeçmeyeceğim galiba. Eş dost ise ne olur ne olmaz bizde de yaşanır diye eve mum ve konserve yiyecek stoklamaya başladı. İletişim için telsiz alan bile var.
Hafsanur Sancaktutan, İbrahim’e konuk olduğu programda “Bugüne dek Kubilay’ın sana yaptığı en romantik jest neydi” sorusu karşısında şu şahane anısını anlattı.
Hafsanur, Kapadokya’da dizi çekimleri sırasında kedilerinden ayrı kaldığı dönemde setten otel odasına gittiğinde bir sürprizle karşılaşmış.
Kubilay Aka, kedilerin ve Hafasanur’un birbirlerine özlemini gidermek için kedileri Kapadokya’ya getirmiş.
Ne şahane bir sürpriz, ne ince bir düşünce.
Her konser sonrası gece ilk uçakla kedilere dönen biri olarak kedi özlemini çok iyi bilirim. Kubilay’ı tebrik ediyorum.Kedilerini çok seven Hafasanur’u da çok seviyorum.
Trump, akil insanlarını seçti
Geçen hafta Oscar’lara gelen yeni kuralı yazmıştım.
Yorumcunun hak takibinde çeyrek asrı geride bırakan MÜYORBİR, 25’inci yıl kutlamaları kapsamında müzik kamuoyuna yönelik nitelikli ve örnek etkinlikler gerçekleştirmeyi sürdürüyor.
Bunlardan ilki, 5 Mart günü organize edilmişti. Önemli isimlerin katılımı ve uzman görüşleriyle anlam kazanan “Günümüzde Türk Sanat Müziği” başlıklı panel izleyenlerde güzel anılar ve eğitici izler bıraktı. Yıl boyu aralıklı olarak sürecek etkinliklerin ikincisi ise 25 Nisan Cuma yani yarın yapılacak.
MÜYORBİR, bu kez Türk halk müziği paneli düzenliyor.
Türkü dünyamızın önemli sanatçılarının da katılacağı “THM Paneli”, Beyoğlu’ndaki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde yarın 14.00’te başlayacak.
Panelin, moderatörlüğünü Zafer Gündoğdu’nun üstleneceği ilk bölümünde; “Gezici Bağlama Atölyesi ve bu alanda yaşanan sorunlar”, “Halk müziğinin simge çalgısı bağlama ve ses eğitiminin ülke çapındaki önemi”, “Halk müziğine yöresel tavırların ve öncü ozanların katkısı” konu başlıkları masaya yatırılacak.
Moderatörlüğünü Sümer Ezgü’nün üstleneceği ikinci bölümde ise “Geleneksel halk müziğinde Anadolu pop ve Anadolu rock tarzının önemi”, “Sahibi belli olmayan eserlerin derlenmesinde kaynak kişi ve derlemeciler arasındaki telif kaosu”, “Halk müziğinde enstrümanlar ve seslendirme teknikleri açısından verilen eğitimlerin yeterliliği” konuları ele alınacak.
Paneli yerinde izlemek, katılmak tabii ki çok önemli. Ama kalıcı olmak ve ileriki kuşaklara da aktarmak adına paneldeki tüm görüşler MÜYORBİR tarafından bir kitap haline de getirilecek.
Kendisine alıştırıp, hatta mecbur bırakıp onsuz kalmamak için varımızı yoğumuzu verecek hale getiriyor.
Bir aplikasyon indiriyorsunuz diyelim.
Bir süre sonra bir üst sürümü çıkıyor.
Daha iyisi için mecbur yeni paketi satın almak zorunda kalıyorsunuz.
Bu sömürü asla bitmiyor, siz artık bir esirsiniz çünkü, muhtaç bir tutuklusunuz.
Bir üst model için para ödemek ve ona erişebilmek için hep daha çok para kazanmak zorundasınız.
“Black Mirror” dizisinin yeni sezondaki ilk bölümü “Common People” (Sıradan İnsanlar) tam da buna benzer bir esir alınma konusundan yola çıkmış.