Özgüven mi, şov çabası mı?

Hadise, jüri üyeliği yaptığı “O Ses Türkiye”de yarışmacılardan birini eski sevgilisi Kaan Yıldırım’ın eşi Pınar Deniz’e benzetti:

“Çok güzelsin. Ayrıca kime benziyorsun biliyor musun? Kendisini de çok beğenirim, Pınar Deniz’i andırıyorsun...”

Hadise ve Kaan Yıldırım 2020’de 10 ay süren bir aşk yaşayıp ayrılmışlardı.

Çiftin bu ayrılığı, Hadise’nin Reza Zarrab ile yasak aşk iddialarının ardından gelmişti.

Hadise’nin bu çıkışı, kimine göre Pınar&Kaan çiftine komplekssiz bir şekilde zeytin dalı uzatmak anlamına geliyor. Bir nevi, “Geçmiş bitmiş bu ilişkiyle ilgili benim bir derdim, problemim yok” mesajı...

Kimine göreyse yarışmacı hiçbir şekilde Pınar Deniz’e benzememesine rağmen durduk yere yapılan bir özgüven şovu.

Bana kalırsa da yarışmacı Pınar Deniz’i andırıyor. Benzer gözler, benzer gülüş, benzer yuvarlak yüz hatları...

Hadise’ye hakikaten de Pınar Deniz’i çağrıştırmış olabilir.

“Peki bu çıkışa gerek var mıydı” diye sorarsanız, orada durabiliriz.

Sen bu konuda son derece “rahat” olabilirsin de... Bakalım karşı taraf aynı pozisyonda mı?

6 ay önce evlenmiş yeni çift, bu şekilde gündeme gelmekten, Hadise’yle tekrar anılmaktan memnun mu?

Kaan Yıldırım’la da, ayrılmalarına neden olan süreçle de ilgili bir “sıkıntısı” kalmamış olabilir Hadise’nin.

Yahut öyle yansıtmak da istiyor olabilir.

Peki Kaan Yıldırım da aynı şekilde mi hatırlıyor o süreci?

Dudak döndüren dişler

Bestemsu Özdemir, “Estetik müdahalen var mı” sorusuna şöyle cevap verdi:

“Sadece dişlerimi yaptırdım, şu dört dişimi... O da dudağımı döndürdü tabii. Üst dudağım...”

Böyle cevap verince de başta Demet Akalın ve alemin diline düştü tabii.

Dudak döndürdüğüne göre fildişi mübarek...

Halbuki kadınlar buna niye bu kadar takılıyor, anlamak zor. Bana kalırsa olan ya da olmayan estetik yok. Yakışan ya da yakışmayan estetik var.

Mesela İrem Derici.

Estetiğe harcadığı her kuruş helali hoş olsun. Hakeza Seda Sayan... E fena mı şimdi

79 yaşındaki Ajda Pekkan?

Bir tek, harbi harbi “ağır oyuncular”a yakıştıramıyorum estetiği. Demet Akbağ’da şoke olmuştum mesela.

Neyse ki onun yeni karakteri Firuzan’a çok uymuştu “Eyyvah Eyvah” filminde.

Sumru Yavrucuk’a da yakıştıramamıştım estetiği.

Bizim size seyirci olarak sadakatimiz varsa, sizin de oyuncu olarak bize yüz sadakatiniz olması lazım, diye düşünüyorum.

Bencilce mi?

Belki evet.

Ama karakter oyuncularının güzelleşme hakları yok bence.

İklim kaygısı artıyor ama harekete geçme isteği düşüyor

Geçen yıl dünya genelinde sıcaklıklar ilk kez 1.5 derece hedefinin üzerine çıktı.

Aşırı hava olaylarının sayısı ve şiddeti artarken, küresel çapta kaygılar da büyüyor.

Ipsos’un “Dünya Günü” dolayısıyla yaptığı bir araştırmaysa kaygılar artarken bu farkındalığın davranışa dönüşme eğiliminin düştüğünü gösteriyor.

Bireylerin büyük bölümü son 10 yılın tarihteki en sıcak dönem olduğunun farkında.

Katılımcıların yüzde 74’ü ülkelerindeki iklim değişikliği etkilerinden endişe duyuyor.

Türkiye’de de endişe düzeyi diğer ülke ortalamalarının üzerinde.

Herkes daha fazla şey yapılması konusunda hemfikir ama bu oran 2021 yılına kıyasla yüzde 17 daha düşük.

Acaba bireylerin çevre hassasiyetinde bir yılgınlık mı ortaya çıkıyor?

İstanbul’da barajlarımız yüzde 81.8 doluluk ile iyi durumda.

Biz yine de önlemi elden bırakmayalım.

Önümüz yaz, başta su ve enerji tüketimi konusunda azami gayreti sarf etmekte yarar var.

THY’ye tebrikler!

Türk Hava Yolları’nın yeni tanıtım filmi “Go Turkish / So Turkish”e denk geldiniz mi? İzmir uçuşunda gördüm, kelimenin tam anlamıyla bayıldım.

İlk defa bir Türkiye tanıtımında “bakır-kahve- lokum” üçlüsünün dışına çıkılmış.

Gece hayatından, Michelin yıldızlı yeme-içme ikliminden, klasik müzik dinletilerinden kesitler sunuluyor.

Müzik hem yerel hem çok canlı...

Manzaralar cıvıl cıvıl, insan dolu.

Buraya geleceklere sadece geleneksellik değil aynı zamanda ne kadar canlı bir kent yaşamı vaat edildiğinin altı çiziliyor.

Ürdün’den de bir farkımız olsun ama değil mi?

Emeği geçen herkesi tebrik ederim.