Paylaş
Ama yıllar sonra dönüp bakıldığında o günün bir devrin kapanışı olduğu anlaşılır.
12 Mayıs 2025 işte o günlerden biri.
PKK, silah bırakma kararı aldı ve kendini feshetti.
Ama hemen söylemeliyim.
Bu sevinç çığlıkları atılacak bir zafer anı değil.
Bu, daha çok içimize dönüp düşünmemiz gereken bir eşik.
Çünkü bu ülkede bu cümleyi yazabilmek için çok insan öldü.
Çok gencin hayat yarım kaldı. Çok çocuk yetim, çok anne sessiz kaldı.
Bu yüzden bu yeni döneme girerken ilk çağrım şu:
Sakin olalım. Aklımızla yürüyelim. Duygularımızı sağduyuya emanet edelim.
Adına ne derseniz deyin.
Barış, normalleşme, siyasal çözüm, toplumsal onarım…
Önemli olan bu ülkenin artık terörsüz bir sabaha uyanması.
Elbette kolay olmayacak.
Bu ülkede çözüm süreçleri denendi, yarıda kaldı.
Umuda yüklenen çok şey hayal kırıklığına dönüştü.
Biliyorum toplum yorgun.
Ama şunu unutmayalım.
Yorgun bir toplum barışa daha çok ihtiyaç duyar.
Çünkü barış sadece bir masa değil, bir iyileşme sürecidir.
O yüzden bugünden sonra bu ülkede herkesin cümlesi değişmeli.
Devletin dili, siyasetin tonu, sokaktaki tartışma…
Terörsüz bir Türkiye sadece sınırlarımız içinde bir huzur anlamına gelmez.
Bu aynı zamanda bir gelecek planı demektir.
O jantlarda İzmir’in sessiz sanayi gücü var
İZMİR’in yıllardır sadece güneşiyle, festivalleriyle, yaşam tarzıyla anılmasına alışığız.
Ama İzmir’in başka bir yüzü daha var.
Torna tezgahlarının çalıştığı, ihracat dosyalarının açıldığı, sabah 7’de çalan vardiya zillerinin şehridir o.
Ve bu yüzün en sessiz ama en güçlü aktörlerinden biri otomotiv yan sanayidir.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin bu alandaki en gurur verici firmalarından biri, çok sessiz ama çok büyük bir başarıya imza attı.
CMS, 150 milyonuncu jantını üretti.
CMS’nin ürettiği jantları yan yana koyarsanız 70 bin kilometre eder, dünyanın çevresini iki kez dönecek kadar.
37.5 milyon araç.
Türkiye’deki kayıtlı binek araç sayısının iki katından fazla.
Böyle düşününce sadece bir metal halkadan ibaret değil o ürün.
İçinde vizyon var, cesaret var, mühendislik var.
CMS’nin hikayesi İzmir’de başladı.
Gaziemir, Pınarbaşı ve Çiğli’deki fabrikalarda şekillenen jantlar bugün Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da binlerce aracın altında yol alıyor.
Bir jant sadece arabayı taşımaz, bir ülkenin hayalini taşır.
Bir kentin emeğini, alın terini taşır.
CMS Yönetim Kurulu Başkanı Bertuğ Ösen’in törende söylediği şu söz çok çarpıcıydı:
“Bu rakam, 150 milyon kez gösterilen özveri, test edilen kalite, duyulan güvendir.”
CMS’nin üretiminin yüzde 82’si ihracat.
Ve işin güzel tarafı, CMS yalnızca bir üretici olmakla yetinmiyor.
Artık veri, çözüm ve teknoloji üreten bir ‘otomotiv ortağına’ dönüşmüş durumda.
Yalnız değil üstelik.
Yanında Cevher var, Jantsa var, Tiryakiler, Norm gibi diğer gururlarımız var.
Otomotiv yan sanayisinde İzmir, Avrupa’nın kalbinin attığı yerlerden biri haline geldi.
Sadece deniziyle değil, tezgahlarının sesiyle de duyulan bir şehirden bahsediyoruz artık.
O jantlarda Türkiye’nin dünya ile rekabeti var.
O jantlarda İzmir’in sanayideki sessiz gücü var.
Ve en önemlisi:
O jantlarda biz varız.
İs mi iz mi bırakmak
MİLYARDER hayırsever Bill Gates, önümüzdeki 20 yıl boyunca servetinin tamamını küresel sağlık girişimlerini desteklemek için bağışlayacağına söz verdi. Gates, servetinin ölümünden sonra onlarca yıl boyunca kuruluşu finanse etmeye devam etmesini planlamıştı. Ancak fikrini değiştirdiğini söyledi. “Bu yüzden paramı başlangıçta planladığımdan çok daha hızlı bir şekilde topluma geri vermeye karar verdim” dedi. Vakfın genel öncelikleri değişmedi. Üç temel hedefe odaklanılacağı belirtildi. Anneler ve bebekler arasında önlenebilir ölümleri azaltmak, ölümcül bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek ve milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarmak. Bill Gates benim en çok takip ettiğim insanların başında geliyor. “İs mi, iz mi bırakmak” sorusuna yanıt arıyorsanız, Gates’i unutmayın.
Tren yolculuğuna ilgi artıyor
YENİ bir araştırmaya göre tren yolculuğu giderek yaygınlaşıyor ve Avrupalılar buna destek veriyor. Demiryolu üreticisi Hitachi Rail’in 11 bin kişiyle yaptığı ankete göre katılımcıların neredeyse yarısı önümüzdeki 5 yıl içinde daha çok trenle, daha az uçakla seyahat etmeyi planlıyor. Dünya genelinde her 10 kişiden 7’si toplu taşımanın daha iyi bağlantılı olması durumunda daha fazla kullanacaklarını, yarısından fazlası ise daha pahalı olsa bile toplu taşımayı kullanacaklarını söyledi. Yüksek hızlı tren hatlarının giderek arttığı Avrupa’da destek yüzde 67’ye çıkıyor. Türkiye’ye Avrupa’dan yoğun turist geliyor. O yüzden Türk turizmini yönetenler bu anketleri dikkatlice takip etmeliler.
Paylaş